Tam da bahar gelmişken, yaza merhaba demenin vazgeçilmezlerinden biri olan “ateşte et pişirmekten” söz etmemek olmaz.
Hepimizin bildiği üzere ateşte et pişirmek, yemek yapmanın en eski yöntemidir. Bu yöntem toplumdan topluma şekil ve araç değiştirse de ateşte et pişirmek insanoğlunun en doğal ritüellerindendir.
Barbekünün mucidi Amerikalılar’dır. Bugün için biz barbeküyü ızgarada et pişirmek amacıyla kullanılan ve duvar içlerine gömülen ocaklar (başka bir deyişle mangalın duvara sabitlenmişi) olarak tanımlasak da bu kelimenin aslında, ıspanyollar’ın Haitililer’e taktığı isimden; barbacoa’dan geldiğini öğrenmiş bulunmaktayım.
Hatta Haiti’de bu adla anılan “kocaman sehpa” görünümünde bir tür ateş ocağının olduğundan ve etlerin onun üzerinde kor ateşte pişirildiğinden bile söz edebilirim sizlere.
Ancak, neticede barbekü ister tuğladan, ister taştan, ister beton ya da kiremitten olsun bir Amerikan icadı olmakla kalmamış.
Amerikalılar bağımsızlık günlerinde yaptıkları ünlü barbekü partileri ile bu keşiflerini gelenekselleştirirken fast food’un pek çok çeşidinde de “ateşte pişmiş et” sloganıyla dünyayı fethetmişlerdir.
Alıntıdır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder